Gömülü Diş Sorunları
Tam veya yarı gömülü dişlerin meydana getirdiği komplikasyonlar akut veya kronik olarak meydana gelir.
a) Perikoronitis: Perikoronitis özellikle gömülü 20 yaş dişlerinin neden olduğu bir enfeksiyon şekli olup, yarı sürmüş dişlerde kronu çevreleyen
yumuşak dokuların enfeksiyonu olarak tanımlanabilir. Meydana gelen iltihaplanma akut, subakut veya kronik olabilir ve bazı vakalarda ülseratif gingivitis görülebilir. Teorik olarak perikoronitis ağızdaki tüm dişlerde görülebildiği halde vakaların çoğunda en fazla mandibular 3. molarda belirgindir. Parsiyel olarak intifa etmiş dişin üzerindeki dişeti ve diş kronu arasında bir follikül meydana gelir. Bu follikül ağız boşluğu ile iştiraklidir ve klinik muayene sırasında yumuşak dokuda bu açıklık gözlenebilir. Eğer bu boşluktan bir sond sokulursa sondur ucu diş ile temas eder. İltihap muhtemelen follikülde başlar ve üstteki yumuşak dokuları da tutar. Her iki sekste en çok 1630 yaş arasında, en çok ilkbahar ve sonbaharda görülür. Entellektüel bireylerde görülme şansı daha fazladır. Bunun sebebi sosyoekonomik seviyesi düşük toplumda 3. molarların erkenden çekilmesine bağlı olabilir.
b) Periodontal hastalığın meydana gelmesi: Gömülü dişlerin meydana getirdiği bir başka komplikasyon periodontal sorunlara sebep olmasıdır. Alt gümülü yirmi yaş dişi ikinci moların distalindeki kemik desteğini zayıflatır ve zaten rahat temizlenemeyen bu bölgede periodontal sorunlar olabilir. Düşük dereceli bir gingivitiste bile bakteriler ikinci moların kök ucuna doğru ilerler ve ciddi bir periodontitis ortaya çıkartabilirler. Gömülü 3. molan olan hastalarda 2. moların distalinde derin periodontal cep saptanır, halbuki hastanın ağız hijyeni iyidir ve ağzın diğer bölgelerinde böyle bir problem yoktur. Maksiller 2. molarların distalindeki böyle ceplerin tedavisi alt dişlerinkine göre daha zordur. Bu şekildeki gömülü dişlerin erken dönemde çekimi periodontal problemlerin ortaya çıkmasını engeller.
c) Diş çürüklerinin meydana gelmesi: Yirmi yaş dişi kısmen veya tamamen gömülü olduğu zaman diş çürüğüne neden olan bakteriler hem 2. moların distalini hem de 3. molarları etkiler ve her iki dişte birden çürük meydana gelebilir. Gömülü diş ağız içinde hiç görülmese bile çürük yine meydana gelebilir.
d) Kök rezorpsiyonu: Gömülü diş komşu olduğu ve intifa etmiş dişin kökü üzerine belli bir basınç yaparak onun rezorbe olmasına neden olabilir. Gömülü diş çıkartıldıktan sonra rezorbe olan köklerde sement tamiri olabilir veya böyle dişlere endodontik tedavide gerekebilir.
e) Protez kullanımının engellenmesi: Dişsiz bir ağızda protez uygulamasına geçmeden önce eğer gömülü diş varsa bunların cerrahi olarak çıkartılmaları gerekir. Alveoler kretteki rezorbsiyona ve protezin baskısına bağlı olarak zaman içinde bu gömülü dişlerde pasif erüpsiyon ortaya çıkabilir. Mukozada ülserasyonlar ve odontojenik enfeksiyonlar belirebilir.
f) Odontojenik kist ve tümörlerin meydana gelmesi: Gömülü diş alveoler kemiğin içerisinde kaldığında folliküler kesede onunla birlikte kalmaktadır. Bu kese kistik dejenerasyona uğrayarak dentigeröz kist veya keratokiste dönüşebilir. Eğer hasta takip edilirse sorun olmaz fakat kontrolsüz vakalarda hasta başvurduğunda kistin boyutları çok fazla büyümüş olabilir. Eğer dişin kronu etrafındaki radyolüsent alan 3 mm'yi geçerse dentigeröz kist teşhisi yanlış olmaz. Dental follikül epitelinden odontojenik tümörlerde gelişebilir. Bu konuda en popüler olan ameloblastomdur.
g) Orijini belli olmayan ağrıların meydana gelmesi: Çoğu kez hastalar hekime retromolar bölgede belli bir sebep olmaksızın ağrıdan şikayetle gelirler. Eğer hastada temporomandibular eklem disfonksiyonuna bağlı bir neden yoksa çoğu zaman oradaki gömülü dişin çıkartılması ağrı şikayetinin kaybolmasını sağlayabilir.
h) Çene kırığı olması: Gömülü dişler çenede işgal ettikleri yer nedeniyle zayıf bir hat oluştururlar ve bu hat boyunca bir kırık meydana gelebilir. Böyle bir durumda çene fıksasyonu yapılmadan önce şayet gömülü diş bir atel vazifesi yapmıyorsa gömülü dişin çıkartılmasında yarar vardır.
ı) Ortodontik tedaviyi engellemesi: Birinci ve ikinci molarlara ortodontik tedavi uygulanacağı zaman eğer gömülü üçüncü molar varsa bu diş tedaviyi engelleyebilir ve böyle bir durumda ortodontik tedavi başlamadan önce gömülü dişin çıkartılması gerekir.
Gömülü dişin çıkartılma zamanı hastanın genel durumu ve o anda içinde bulunduğu koşullarda göz önüne alınarak hekimin kendi insiyatifine göre karar vereceği bir konudur. Bu kararı verirken gömülü dişlerin çıkartılma endikasyonları ve kontrendikasyonlarını hatırda tutmak gerekir.
Tam veya yarı gömülü dişlerin meydana getirdiği komplikasyonlar akut veya kronik olarak meydana gelir.
a) Perikoronitis: Perikoronitis özellikle gömülü 20 yaş dişlerinin neden olduğu bir enfeksiyon şekli olup, yarı sürmüş dişlerde kronu çevreleyen
yumuşak dokuların enfeksiyonu olarak tanımlanabilir. Meydana gelen iltihaplanma akut, subakut veya kronik olabilir ve bazı vakalarda ülseratif gingivitis görülebilir. Teorik olarak perikoronitis ağızdaki tüm dişlerde görülebildiği halde vakaların çoğunda en fazla mandibular 3. molarda belirgindir. Parsiyel olarak intifa etmiş dişin üzerindeki dişeti ve diş kronu arasında bir follikül meydana gelir. Bu follikül ağız boşluğu ile iştiraklidir ve klinik muayene sırasında yumuşak dokuda bu açıklık gözlenebilir. Eğer bu boşluktan bir sond sokulursa sondur ucu diş ile temas eder. İltihap muhtemelen follikülde başlar ve üstteki yumuşak dokuları da tutar. Her iki sekste en çok 1630 yaş arasında, en çok ilkbahar ve sonbaharda görülür. Entellektüel bireylerde görülme şansı daha fazladır. Bunun sebebi sosyoekonomik seviyesi düşük toplumda 3. molarların erkenden çekilmesine bağlı olabilir.
b) Periodontal hastalığın meydana gelmesi: Gömülü dişlerin meydana getirdiği bir başka komplikasyon periodontal sorunlara sebep olmasıdır. Alt gümülü yirmi yaş dişi ikinci moların distalindeki kemik desteğini zayıflatır ve zaten rahat temizlenemeyen bu bölgede periodontal sorunlar olabilir. Düşük dereceli bir gingivitiste bile bakteriler ikinci moların kök ucuna doğru ilerler ve ciddi bir periodontitis ortaya çıkartabilirler. Gömülü 3. molan olan hastalarda 2. moların distalinde derin periodontal cep saptanır, halbuki hastanın ağız hijyeni iyidir ve ağzın diğer bölgelerinde böyle bir problem yoktur. Maksiller 2. molarların distalindeki böyle ceplerin tedavisi alt dişlerinkine göre daha zordur. Bu şekildeki gömülü dişlerin erken dönemde çekimi periodontal problemlerin ortaya çıkmasını engeller.
c) Diş çürüklerinin meydana gelmesi: Yirmi yaş dişi kısmen veya tamamen gömülü olduğu zaman diş çürüğüne neden olan bakteriler hem 2. moların distalini hem de 3. molarları etkiler ve her iki dişte birden çürük meydana gelebilir. Gömülü diş ağız içinde hiç görülmese bile çürük yine meydana gelebilir.
d) Kök rezorpsiyonu: Gömülü diş komşu olduğu ve intifa etmiş dişin kökü üzerine belli bir basınç yaparak onun rezorbe olmasına neden olabilir. Gömülü diş çıkartıldıktan sonra rezorbe olan köklerde sement tamiri olabilir veya böyle dişlere endodontik tedavide gerekebilir.
e) Protez kullanımının engellenmesi: Dişsiz bir ağızda protez uygulamasına geçmeden önce eğer gömülü diş varsa bunların cerrahi olarak çıkartılmaları gerekir. Alveoler kretteki rezorbsiyona ve protezin baskısına bağlı olarak zaman içinde bu gömülü dişlerde pasif erüpsiyon ortaya çıkabilir. Mukozada ülserasyonlar ve odontojenik enfeksiyonlar belirebilir.
f) Odontojenik kist ve tümörlerin meydana gelmesi: Gömülü diş alveoler kemiğin içerisinde kaldığında folliküler kesede onunla birlikte kalmaktadır. Bu kese kistik dejenerasyona uğrayarak dentigeröz kist veya keratokiste dönüşebilir. Eğer hasta takip edilirse sorun olmaz fakat kontrolsüz vakalarda hasta başvurduğunda kistin boyutları çok fazla büyümüş olabilir. Eğer dişin kronu etrafındaki radyolüsent alan 3 mm'yi geçerse dentigeröz kist teşhisi yanlış olmaz. Dental follikül epitelinden odontojenik tümörlerde gelişebilir. Bu konuda en popüler olan ameloblastomdur.
g) Orijini belli olmayan ağrıların meydana gelmesi: Çoğu kez hastalar hekime retromolar bölgede belli bir sebep olmaksızın ağrıdan şikayetle gelirler. Eğer hastada temporomandibular eklem disfonksiyonuna bağlı bir neden yoksa çoğu zaman oradaki gömülü dişin çıkartılması ağrı şikayetinin kaybolmasını sağlayabilir.
h) Çene kırığı olması: Gömülü dişler çenede işgal ettikleri yer nedeniyle zayıf bir hat oluştururlar ve bu hat boyunca bir kırık meydana gelebilir. Böyle bir durumda çene fıksasyonu yapılmadan önce şayet gömülü diş bir atel vazifesi yapmıyorsa gömülü dişin çıkartılmasında yarar vardır.
ı) Ortodontik tedaviyi engellemesi: Birinci ve ikinci molarlara ortodontik tedavi uygulanacağı zaman eğer gömülü üçüncü molar varsa bu diş tedaviyi engelleyebilir ve böyle bir durumda ortodontik tedavi başlamadan önce gömülü dişin çıkartılması gerekir.
Gömülü dişin çıkartılma zamanı hastanın genel durumu ve o anda içinde bulunduğu koşullarda göz önüne alınarak hekimin kendi insiyatifine göre karar vereceği bir konudur. Bu kararı verirken gömülü dişlerin çıkartılma endikasyonları ve kontrendikasyonlarını hatırda tutmak gerekir.